18 Aralık 2014 Perşembe

Balık baştan kokar !

  Yıldırım Demirören dün bir spor programında yaptığı açıklamalarıyla beni hayrete düşürdü ve futbolumuz neden bu halde, neden gelişemiyoruz hepsinin nedeni ortaya çıktı aslında. Başta futboldan anlayan bir insan yok !

 Satır Başları

   Özellikle şu açıklanmaya odaklanılmasını istiyorum ''  Oyuncuyu biz mi seçiyoruz. Milli takım teknik kadrosu ligde en iyi kimse onu seçiyor. Semih kendi kalesine gol attı diye ben mi suçluyum. ''
 Bu açıklama benim için tam bir rezalet, neden diye sorarsanız böyle bir açıklama olamaz TFF başkanı, benim milli takımın başarısıyla ve ya başarısızlığıyla ne ilgim olabilir diyemez. Burada demek istediği oyuncuları seçen ben değilim başarı da,başarısızlıkta oyuncuları seçenlerindir. Pardon da elimizde Reus, Götze, Ronaldo, Di Maria ,Oscar, Neymar falan vardı da seçmediler mi ? Elimizde ki en iyi kadro belli yapcakları da belli. Hiç bir turnuvaya gidemeyecekleri de belli . Bakıyorsun en yetenekli Türk oyuncular Almanya alt yapısından yetişmiş. Sonra bekliyoruz Türkiye'yi seçer mi acaba seçmezse vatan haini ? Yok kardeşim böyle bir anlayış, böyle bir anlayış olamaz. Sen mi yetiştirdin adamı, sen mi emek harcadın o adam için ? Seni seçmesini ne hakla beklersin.

  Oyuncu yetişmiyor, oyuncular geliştirmiyor kendilerini diye yanıp yakınıyor herkes. Yabancı kuralı getiriyorsun amaç ne Türk oyuncular oynasın. Kulüpler mecbur daha iyilerini oynatmak varken yabancı sınırı var diye gidip yerli oyunculara yönleniyorlar ama ne çıkıyor ortaya 1 milyon euro etmeyecek oyuncular 4-5 milyon euro , mecbur alıyorlar genç oyunculara da hayatlarında göremeyecekleri kadar para ee sonra ? Bu adamın gelişmesini bekliyor musun hala ! Türkiye'nin en iyi kulüplerine gelmişler zaten cepleri dolu hayatlar fıstık . Daha ne istesinler ki ? Sen yabancı kuralıyla alt yapıdan oyuncu çıkarılmasını sağlamıyorsun aksine Türk oyuncuların önünü kesiyorsun. Ve en önemlisi sonra çıkıp diyorsun ki kulüplerimiz borç batağında mali durumları hiç iyi değil hadi ya ! ciddi misin. İyi olmasını gerçekten bekliyor muydun ?

Ne yapmalıyız ?

  İçinizden geçiyordur elbet e ne yapalım kardeşim her şeye karşı çıkıyorsun. Öyle bir kural getirirsin ki örnek veriyorum takım 10 yabancı ile sahaya çıksa da alt yapıdan yetişmiş en az bir oyuncu sahada olur ve bir iki tanesi de kulübede olur. 17-18 yaşında adamlar oynasın Galatasaray'da, Fenerbahçe'de, Beşiktaş'da oynasın. Çok büyük paralara falan değil. Sadece futbol için oynasın. Türk futbolun geleneği olsun bu iş. Oyuncu yetiştirmek istiyorsak 22-23 yaşında ki futbolculara milyon dolarlar verip onlardan geleceğimizi kurtarmalarını beklersek hata yaparız.

  Üstteki paragraf yapılması gereken .Benim kendi düşüncelerim belki biraz fanteziye kaçacak ama Türkiye'ye yaşlı yabancı yıldız getirme olayları bitsin. +30 yaş oyunculara tonlarca para dökmeyelim.Madem yabancı oyuncu hayranlığımız var getirelim Brezilya'dan, Almanya'dan, Portekiz'den, Arjantin'den ,Fransa'dan aklınıza hangi ülke gelirse. Hepsinin U-21 U-20 U-18 takımları var getirelim buralardan genç oyuncuları. Oynatalım hepsini, bu sefer ne olacak, Türk oyuncuların tek ekmek kapısı olan Türkiye süper ligi onlar için oynaması zor, imkansız yerler haline gelecek, Türkiye'de bile oynayabilecek yeteneği olmayan bir futbolcu nerede oynayabilir ? En iyi ihtimal katar, hindistan liginde falan hangi genç oyuncumuz bunu ister . Hadi bakalım sıkıyorsa gelişmesinler ! Ve oynayacak genç yabancı oyunculardan da elbet bir şeyler çıkar. İbrahimoviç, Neymar, David Luiz, Suarez falan neden olmasın ?

7 Aralık 2014 Pazar

Yiğidi öldürün ama hakkını da verin !

   Yazıma Ünal Aysal'ın sözlerini başlık attım. Yazının içeriği de Ünal Aysal ile ilgili olacaktır.Bundan önce de Ünal Aysal ile ilgili bir yazı paylaşmıştım 'başarı Terim'in başarısızlık Aysal'ın mı ? ' diye aslında onunda içeriğine bakarsanız tam da bu sözü anlatmaya çalıştığım fark ediliyor.''Yiğidi öldür hakkını yeme !

  Ünal başkan bizi dipten aldı zirveye taşıdı.Kümede kal Galatasaray'dan, Mourinho, Ronaldo gibi yıldızların yüzlerinde ki korkuya varan bir maceraya sürükledi. Fatih Terim'i gönderene kadar en iyisiydi.Göndermesi elbette hataydı, ona olan güven sarsıldı ama yaptıkları iyi şeyleri de görmezden gelemeyiz. Ünal başkan Galatasaray'ın tarihinde gördüğü en iyi başkanlardan biridir ve öyle kalacaktır. Stadyum programında her şeyi açıkladıktan sonra net bir şekilde bırakıyorum demesi hepimizde şok etkisi yarattı. Tüm camia bırakmaması için elinden geleni yaptı. Taraftarlar da dahil. 

   Her şey böyleyken kenara çekilip susması ona yapılan suçlamaların dozunu artırdı ve karşılık vermedikçe büyük suçlamalara başvuruldu. Örneğin Galatasaray'ı batırdı ve kaçtı tarzı.Ünal Aysal gerçekten saygı duyulması gereken bir adam. Ha hataları yok mu elbette var büyük hataları var ama yaptıkları hatalarından daha çok saygı duyulması gereken şeyler. Ünal Aysal'dan önce izlediğimiz oyunculara bakarsanız ve Ünal Aysal'ın izlettiği oyunculara bakarsanız ve borcun artmamasını da göz önünde bulundurursak Ünal Aysal'a haksızlık etmek ayıptır.

 Kaçtı denilen Ünal Aysal dün Galatasaray'ın kalbine, merkezine geldi ve genel kurulda söz aldı. Arkasından sallayıp tutanların, yüzüne karşı ses çıkaramaması da ilginç bir olaydı.Her şeyi o kadar net bir şekilde anlattı ki. Bazı satır başlarını paylaşacağım şimdi sizlerle.

- Ünal Aysal:Yiğidi öldürün ama hakkını yemeyin.
- Ünal Aysal:2011 yılında Adnan Polat bana bu borcu 330 milyon dolar olarak bıraktı. Enkaz arıyorsanız burada !
- Ünal Aysal: Bana çok güzel bir stat bıraktık dediler ama stadın gelirleri ortada yok.İsim hakkı satılmıştı bir gelir olmadı.
- Ünal Aysal:Benim devrettiğim tarihte aldığım yük 409, devrettiğim ise 325 olarak gerçekleşti. Yani 80 milyon dolarlık bir azalma var.
- Ünal Aysal:Ben seçim konuşması yaptığım zaman hepinizin başı önündeydi. Ben söz verdim ve başınızı öne eğdirmeyeceğim dedim.
- Ünal Aysal:Futbolcu olarak o zaman takımımızın durumu ortada.Demek ki her yönüyle sıkıntılı bir takımı devralmıştık.
- Ünal Aysal:VIP koltuk geliri ve forma sponsorluğu satılmış,paraları yenilmiş.Ben bir şey kullanmadım.

 "2001 senesi, Faruk Süren Mehmet Cansun'a devrederken 44.2 milyon dolar borç alaca farkıyla devretmiş. AIG olayını da devrediyor burada. 2002 senesinde Mehmet Cansun bunu 42.1 milyon dolara indirmiş ve Özhan Canaydın'a devretmiş. Canaydın 6 sene içinde 109 milyon dolar olarak Adnan Polat'a devretmiş."

  Ünal Aysal'ın bu konuşmasına kimse karşı çıkmadı ve aksi bir açıklama da gelmedi. Bunları düşünerek Ünal Aysal'a haksızlık yapmayı bırakmalıyız. Gelecekte Galatasaray'ın başkanı yine Ünal Aysal'dır.